6 Temmuz 2008 Pazar

Motosiklet Kazaları video derleme







MotoGP ve diğer yarışlar esnasında meydana gelen kazalardan derlenen harika bir video. Kontrolden çıkan bir motosikletin, güvenli bir pistte bile ne kadar büyük riskler yarattığını görebilirsiniz.

23 Nisan 2008 Çarşamba

BMW S1000RR 2009'da piyasada!!

s1000RR

Tüm sene boyunca süren söylentiler sonunda bir açıklığa kavuştu ve BMW Motorrad resmi olarak 2009 itibariyle tamamen yeni BMW S1000RR serisini piyasaya sunacağını açıkladı. Detaylar hala bütünüyle belli olmamasına rağmen Bavyera firmasının bu yeni 1000cc sıralı 4 silindir motosiklet ile 2009 Dünya Superbike şampiyonasına katılmayı hedeflediği gelen bilgiler arasında.

16 Nisanda BMW Motorrad başkanı Hendrick von Kuenheim tarafından Münih'te yapılan açıklamada BMW'nin hedeflerinden birinin de 2012 yılına kadar satışlarını yüzde 50 arttırarak 150,000 adete yükseltmek olduğunu bildirdi. Bu büyümenin bir parçasını yeni superbike serisi ile yapmayı, satış pastasının büyük payının ise enduro segmentinden beklendiğini söyledi.

Superbike segmentinde pastanın %85 ine sahip olan Japon firmalarıyla yarışmanın zorluğunun farkında olan ekip başkanı, Japonların bu segmentte kendilerinden tecrübe olarak 20 sene önde olmalarının bir dezavantaj olmasına rağmen yarışma ruhunun kendilerini hırslandırdığını söyledi.

Firmanın bu şampiyonalarda öncelikli beklentisi ilk sene içinde ilk 10 arasına girmek ve ilerleyen yıllarda üst derecelerde yeralmak. Yeni Superbike'ta yeralması beklenen önemli değişiklikler ise BMW Duolever ön süspansiyon yerine daha geleneksel modelin kullanılması, silindir başlarında yeni bir teknoloji ve BMW'ye özel bir 'traction control' sistemi.

22 Mart 2008 Cumartesi

Honda CB 1000R XESS - eXtreme European Streetfighter Styling

2008 İstanbul MotoShow'u ziyaret edenlerin maalesef göremeyeceği bir modeli bu yazıda sizlere tanıtmak istiyorum.

Kısa adıyla XESS, CB1000R modelinin Naked kategorisine girebilecek versiyonunu sınırlarına çekmiş diyebiliriz. Bu Model tasarlanırken motosiklet alıcılarının, seri üretim bir makinenin modifiye potansiyelini de hayallerin ötesine taşıyacak kapasitede olabileceği düşünülmüş. CB1000R modelini ısrarla Türkiye'ye getirmeyen Honda firmasının bir bildiği var diyelim ancak naked motorların modifiye potansiyelinin motosiklet tutkunları tarafından birçok yönden cezbedici olabileceğini de eklemekte fayda var. XESS modeline dönecek olursak, eski fireblade sıralı 4 silindir teknolojisini üzerinde barındıran ve kuyruk altı egzoz, hybrid aluminyum salıncak gibi özelliklerin etkileyici bir yol hakimiyetiyle buluştuğu bu modelin, doğası gereği -sportif olması sebebiyle yolların prensesi olacağı şimdiden belli. Ayrıca Honda yetkililerinin bu motosikleti ortaya çıkarırken hedeflediği kitlenin modifiye tutkunları olduğu da apaçık ortada. XESS modeli, italyan tasarımının CB1000R'a verdiği yeni bir çehre olarak tanımlanabilir.Hatta Honda'nın yıllardır sloganı olan 'Hayal ettiğiniz Güç' bu modelde 'Hayal edilen Model' olarak değişmiş durumda.XESS projesi Honda İtalya ekibi tarafından sahiplenilmiş olmakla birlikte ekip tarafından hemen hemen her parçası elden geçirilmiş, örneğin Showa ön çatal, Hanabira ön disk, Titanyum ikiz-egzoz, yarış pegleri, özel yapım manetler,italyan şıklığında kadife sele ve birçok karbon-fiber parça... Tabi ki tamamı %100 italyan tasarım!!!

7 Mart 2008 Cuma

Motoshow'08 Motosiklet ve Aksesuarları Fuarı

2008 Motoshow motosiklet ve aksesuarları fuarı 20-23 mart tarihleri arasında CNR Expo Center fuar alanında başlıyor. Birçok motosiklet ve aksesuar firmasının katıldığı fuarın bu yıl da geçen sene olduğu gibi 100 bin i aşa ziyaretçi sayısıyla ilgi göreceği bekleniyor FUARA ULAŞIM Atatürk Havalimanı’nın yanında olması sayesinde, dış ülkelerden ve Türkiye’nin diğer illerinden gelen ziyaretçi, katılımcı ve konuklar İstanbul’un yoğun trafiğine girmeden CNR EXPO’ya iki dakikada ulaşabiliyor. Alternatif arterler E5, TEM Otoyolu ve Sahil Yolu’nun kesişme noktasında olan CNR EXPO’nun sahip olduğu konum avantajı bununla da bitmiyor. Bakırköy ve Yenikapı Deniz Otobüsü İskeleleri’ne olan yakınlık da ayrı bir avantaj. Şehir merkezi ve havalimanına rahat ve hızlı bağlantı sağlayan metro hattı da çok önemli bir yenilik olarak fuarlara yüzbinlerce kişinin hızla ve en kolay biçimde ulaşmasını sağlıyor. BOSTANCI: Deniz otobüsü ile BAKIRKÖY- metro ile CNR EXPO KADIKÖY: Deniz otobüsü ile BAKIRKÖY - metro ile CNR EXPO İETT ile TAKSİM - İETT ile CNR EXPO MECİDİYEKÖY: İETT ile AKSARAY - metro ile CNR EXPO EMİNÖNÜ: Tramvay ile AKSARAY - metro ile CNR EXPO TAKSİM: Fuar zamanları İETT ile CNR EXPO AKSARAY: Metro ile CNR EXPO KABATAŞ: Tramvay ile AKSARAY - metro ile CNR EXPO ATATÜRK HAVALİMANI: Metro ile CNR EXPO

25 Şubat 2008 Pazartesi

YOKUŞLARDA KALKIŞ

YOKUŞLARDA KALKIŞ Yokuşta durmak zorunda kalırsanız nasıl kalkarsınız?

  • 1. Debriyajı kavrama noktasında tutarken motoru gazla yeterince geri kaçmasını önleyecek oranda beslemek.
  • 2. Ön freni sıkılı tutarak motorun geri kaymasını önlemek.
  • 3. Arka freni basılı tutarak motorun geri kaymasını önlemek.

Birinci metod debriyaj kavrama noktasını kullanırken aynı anda gazlamada çok usta olmayı gerektirir. Gazı beslerken debriyajı bırakırsanız motor geri kayamadan duracak ve hareketin devamında ileriye sarsıntısız kalkışına başlayacaktır. İkinci metodun avantajı iki ayağınızı da yere koyabilmenizdir ancak yokuş yukarı duruşlarda ön teker çok hafifleyeceği için dik yokuşlarda bu metot sakıncalı olabilir. Ön tekerin kayması ile motor geriye doğru kaymaya başlayabilir. Bunun dışında ön fren sıkılı tutulurken aynı anda gazın beslenmesi ile motorun ilk hareketi hissedilip kalkış için fren bırakılarak devam edilir. Burada eşzamanlı olarak ön fren ve gazın kullanımında ustalaşmak gereklidir. Üçüncü metod ayak freninin kullanılmasıdır. Bu metot ayaklar motorda iken dengenin iyi olma becerisine sahip olunmasını gerektirir. Yokuşlarda ki duruşlarda ayak freni öncelikle kullanılmalıdır. Çünkü ağırlık motorun arkasındadır ve tutunma gücü arkada fazladır. Debriyaj kaldırılır ve motorun ilk hareketi ile yeterince gaz verilerek kalkış yapılırken bakışlar gidilmek istenen noktadan ayrılmadan harekete devam edilir. Tüm kalkışlar düz olmayabilir dönüş yapmak zorunluluğu doğabilir. Bu yüzden bakışlarımız daima varılmak istenen yerde olmalıdır. Sadece ilk kalkıştan önce değil, tüm sürüş ve yönlenme boyunca bu bakış pozisyonu muhafaza edilmelidir. Genellikle burada yapılan hata motorun ilk hareketi ile bakışların varmak istediğimiz noktadan kaçırılıp motorun önüne bakılmasıdır. Bu yanlış bir davranıştır ve pratiklerle üstesinden gelinmesi gerekir. Tüm sürücüler üç metoda da ustalaşmak zorundadırlar. Burada ilk adım debriyaj kavrama noktasını kullanımda ustalaşmaktır. Trafiğe kapalı düz alanda motorun üzerinde ayaklarınız iki yanda yere basılı iken debriyaj talimi yapıp motoru yürütün. Debriyaj kavrama noktasında tutulup motorla ileri hareketler yaparken ayaklarınızla motoru itmeyin. Sadece motorun hareketi ile ayaklarınızı yerde adımlayın. Sürüklemeyin. Bu motorun dengesini bozacaktır. Motor sürati yürüyüş süratini geçmesin. Bir müddet sonra düz yolda çalışmalarınız tamamlanınca fazla yüksek olmayan bir kaldırıma ön tekeri dayayıp motoru kaldırma talimleri yapınız. Ayaklarınız hep iki yanda motorun dengesini sağlayacak şekilde yere basıyor olsun. Bu şekilde debriyaj ve gazı koordine etme alışkanlığını elde edersiniz. Birde bu esnada ön frene hafif bir baskı uygulayıp bakışlarınızı ileride tutmayı unutmayınız. Her şey ilk önce sizin zihninizde biter. Bakışların doğru kullanımı bu yüzden çok önemlidir. Daha sonra ise kaslarımızın hafızası devreye girer ve hareket alışkanlık haline gelir. Motor sürüşü %90 zihinsel %10 fiziksel bir olaydır. Tecrübe en iyi hocadır ancak bilinçaltına yerleştirdiğiniz doğru bilgiler acil bir durumda göstereceğiniz ilk tepkiler olarak yaşamınızı kurtarabilir. Eğitimsiz sadece tecrübelerle öğrenmekle yanlış davranışları da alışkanlık edinmiş olabilirsiniz ki bunların sonradan düzeltilmesi daha zordur.

Motoru Yatırmak

YATIŞ KORKUSUNU YENMEK Motoru Yatırmak Korkusunun Üstesinden Nasıl Gelinir? Bu konu birçok kişinin bilhassa alt süratlerde korktuğu bir konudur. Önce şunu kendinize sorunuz. ''Bu neden önemlidir?'' Önemlidir çünkü motosiklet başka türlü dönmez. Motoru ne kadar fazla yatırırsanız dönüşünüzü o kadar keskin yapabilirsiniz. Klasik bir motorun dik dönmesi ile aynı dairede yatırılmış vaziyette dönmesi dönüş çapını azaltır. Bu önünüze kıran bir arabadan maksimum yatış açısını kullandığınızda 15-20cm ile kurtarmanız demektir. Şayet motoru yatırmaktan korkuyorsanız frenlere asılıp bu durumda low-side yapmanız kaçınılmaz olacaktır. Motorunuzun alt sürat yatış açısı limitlerini trafiğe kapalı bir alanda talimlerle öğrenmeniz şarttır. Bu durumda şayet motoru kaldıramazsanız bacağınızı alttan çekerek, yada yere adımınızı basarak motoru bırakabilirsiniz. Arkanızdan gelen yoktur. Ayrıca süratiniz düşük olduğundan çok tehlikeli bir düşüş olmaz. Donanımınız tam olduğu sürece. Ama bu kazayı trafikte 90 km/saat hızla yaparsanız bir felaket olur. Şayet motorun yatırılmadan dönemeyeceğini bilmiyorsanız boş bir yolda 35 km/saat hızla şunu deneyiniz. Parmaklarınız ileriyi gösterir şekilde ellerlinizin ayaları elciklerde basılı, sol elciği ileri itin göreceksiniz ki motor sola yatarak sola dönecektir. Sağ elciği ileri itin ve motor sağa yatarak sağa yönelecektir. Ön teker çok az hareket eder, siz elciği ne kadar hızlı iterseniz dönüşünüzde o kadar keskin olacaktır. 20 km/saatin altındaki hızlarda dönüş gidonla yapılır. Gidonu hangi yöne çevirirseniz ön teker o yöne bakar ve motor o tarafa yönelir. İlaveten gidonu çevirirken motorun yatmasına da izin verirseniz en büyük motorların bile yavaş hızlarda dönüşleri kolaylaşır. Ancak alt süratlerde; debriyaj kavrama noktasında tutulmalı, sağ ayağınız arka frenin üzerinde tutmalı ve bakışlarınız dönmek istediğiniz yöne bakmalıdır. Bakışlar yüksek süratlerde daha önemlidir ama alt süratlerde de aynı kural geçerlidir bu yüzden bakışlarınızla daima dönüşün sonuna odaklanın. Yatırma korkunuzu yenmek; slalom ve dairesel hareketlerle motorun peglerini yere sürtünceye ve bunu başarıncaya kadar çalışmakla olacaktır. Aslında trafiğe çıkmaya kalkan her sürücü buna yakın bir ustalığı elde etmiş olmalıdır. Aksi takdirde hem kendinizin hemde başkalarının hayatını tehlikeye atmış olursunuz. Birçok yeni başlayan ayaklarını kalkışta ve kalkıştan itibaren ve bazen de duruşa yakın yere sürtmeye başlar. Bu çok yanlış ama gayri ihtiyari olarak yapılan hareket motorun dengesini bozar. Kesinlikle yapılmaması gerekir. Motor sürücülüğü her şeyden önce sürücünün dengesinin kuvvetli olmasını gerektirir. Bu talimlerle zamanla sağlanmalıdır. İnsan korkunun verdiği bir içgüdüyle ayaklarını yere sürter ama motor kullanmak iç güdülerle değil teknikle olur. Yine bu davranış esnasında yerdeki bir çıkıntıya ayağınızın çarpması ile yada motorla kaldırım arasına sıkıştırmakla bileğinizi de kırabilirsiniz. Bu yüzden kalkışla birlikte ayaklarınızı hemen toplayıp pedallara koymanız ve duruşta motor tam durmadan yere ayak basmaya çalışmamanız gereklidir. Debriyajı bıraktığınız anda ayaklarınızı kaldırıp pedallara koyunuz. 20 km/saat nin altındaki oto park sürüşlerinizde sadece arka freninizi kullanın ve debriyajınızı kavrama noktasında tutunuz. Gazı sabitleyerek, motorunuzun hareketini debriyajı kavrama noktasından öteye ileri geri hareketlerle ivmelendirerek sağlayınız. Bu süratlerde ön freni, motor hafif yatık vaziyette iken sıkarsanız kendinizi yerde bulursunuz. Şayet 10 km/saat hızda arka freni uygulayıp eşzamanlı gaz beslemesi yaparsanız bu motorunuzu sanki 80 km/saat süratle giderken ki gibi dengede tutacaktır. Bakışlarınız hep ileride yada dönülmek istenen yönde olmalıdır. Yere yada frenlere, gidona bakmaya çalışılmamalıdır. Bakarsanız o an bütün tılsım gider. Motorcu bunları öğrenmelidir aksi takdirde kaza yapmasanız bile ayakkabılarınız çabuk eskir ve size motorcu gözüyle bakılmaz. Arkanızdan gülüp kabiliyetsiz derler. Sizde bir müddet sonra bunu hisseder ve motordan soğuyabilirsiniz. Halbuki herkes motorcu olabilir. Herkesin olmak zorunda olmadığı ve alamayacağı sıfatlar akrobatik sürücülük yada şampiyonluktur. Normal, iyi bir motorcu olmak için ihtiyacınız olan tek şey kendinizi yetiştirmektir. Bunu yaparken sabırlı olunuz ve acele etmeyiniz. Aşağıda size yardımcı olabileceğini umduğum, rahatlamak için doğru nefes alma tekniğini sunuyorum. Stres ve panikle başa çıkabilmek için rahatlatıcı nefes alma tekniği: 1. Sırtüstü yere uzanın yada dik durun yada isteniyorsa dik oturun. 2. Ellerinizi karın bölgenizin üzerine yerleştirin. 3. Normal olarak yaptığınız şekilde nefes alıp verin. Bu arada ellerinizle karnınızın nefesle hareket ettiğini hissedin. Yada göğsünüzün inip çıkmasını hissedin. 4. Teknik burada itibaren başlamaktadır. Nefes alırken karnınız şişecek verirken inecektir. Bunu ellerinizle hissedin. Göğüs bölgeniz ise sabit kalıyor olmalıdır. 5. Burnunuzdan yavaşça karnınızın üstündeki ellerinizi iterek nefes alın. Nefes alış süreniz beşe kadar sayma süresince olmalıdır. 6. Nefesinizi tekrar bir beşe kadar sayma süresi içinizde tutunuz. 7. Yavaşça tekrar beşe kadar bir sayma süresince nefesinizi veriniz. Bu esnada ellerinizle karnınızı itiniz. 8. Bu işlemi 5 dakika tekrar ediniz. 9. İşlem sizi panik durumuna sokarsa durun. Başka bir zaman tekrar deneyin ama egzersizi daha kısa tutun. 1 dakika günde mesela. 10. Gün be gün bu süreyi uzatmaya çalışınız. Ayrıca günde iki kereye çıkarınız. 11. Bu egzersizlere devam ederseniz bu tip nefes alım verimi tüm gün boyunca doğal olarak yapar duruma gecersiniz. 12. İlaveten heyecanlandığınızda yada paniklediğinizde bu egzersizi yaparak rahatlarsınız. Bu çalışmalarınız sırasında kendinize zaman tanıyınız. Hemen sinirlenip ümitsizliğe kapılmayınız. Kontrolün sizde olduğunu unutmayınız. İstediğiniz zaman durabilirsiniz. Kademeli gidiniz, birden yüklenmeyiniz ve çalışmanızın dozunu zamanla artırınız. Gerekirse bir aile dostunuzu yada arkadaşınızı birlikte çalışmak için yanınıza alınız.

Google